Müvekkilimize
vekaleten Sağlık Bakanlığına karşı yürüttüğümüz tam yargı davasıyla ilgili
olarak Anayasa Mahkemesi’ne yapmış olduğumuz bireysel başvuru sonucunda yeniden
yargılamaya karar verilmiş ve dosya ilgili İdare Mahkemesine gönderilmiştir.
Dosyamızı kısaca özetlersek;
Başvurucu
müvekkil A.A. nın 27.10.2008 tarihinde aşil tendonu kopması sebebiyle Dr. Lütfi
Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan operasyonun ardından hastane
mikrobu kaparak, enfeksiyon geçirmesi sonucunda uğramış olduğu maddi ve manevi
zararların tazmini için 2014 yılında hukuk mücadelesine başladık. Mahkemenin Adli
Tıp Kurumu’ndan rapor talebi üzerine verilen bilirkişi raporunda idareye atfı
kabil kusur izafe edilebilmesinin mümkün olmadığı ve gerçekleşen zararda
idareye yüklenebilecek ağır hizmet kusurunun bulunmadığı kanaati bildirilmiştir.
Bunun üzerine yerel mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Karara karşı Bölge
İdare Mahkemesi’ne yapmış olduğumuz istinaf başvurusunda; gerekli önlemlerin
alınmaması sebebiyle müvekkile MRSA virüsünün(hastane mikrobu) bulaştığını, aydınlatılmış
onam alınırken hastane enfeksiyonları hakkında bilgi verilmediğini, idarenin
hizmet kusurunun bulunması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının tazmin
edilmesi gerektiğini belirtmiş olmamıza rağmen istinaf başvurusunun reddine
karar verilmiştir.
Yukarıda
izah edildiği üzere kesinleşmiş karar hakkında 2018 yılında Anayasa Mahkemesi’ne
yapmış olduğumuz bireysel başvuruda; müvekkilin vücut bütünlüğünün tıbbi
müdahaleler sonrasında bozulduğunu, sağ ayağını tam olarak kullanamadığını, bu
durumun idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığını ve doktorların yanlış
bilgilendirmeleri sonucunda ortaya çıktığını vurgulayarak müvekkilin maddi ve
manevi varlığını koruma hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürdük. (Başvuru Numarası:
2018/33307)
Anayasa
Mahkemesi bireysel başvuru dosyamız hakkında yapmış olduğu değerlendirmede, özellikle
Anayasa’nın 17. Maddesi üzerinde durmuş ve bu kapsamda anılan Anayasa hükmü ile
kişinin maddi ve manevi varlığının bütünlüğü gerek kamusal yetkilerle
donatılmış kişilerin gerekse özel kişilerin müdahalelerine karşı güvence altına
alındığını belirtmiştir. Verilen hükümde Anayasanın 17. Maddesinin ihlal
edildiğine, kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA, davanın yeniden yargılanmasında
hukuki yarar olacağına oy birliği ile karar verilmiştir. (Karar Tarihi:
28/12/2021)