Genel
anlamda nafaka bir kişinin maddi olarak zorluğa düşen eşine veya eski eşine,
çocuğuna veya yakın akrabasına (üstsoy, altsoy, kardeş) her ay ödemekle yükümlü
olduğu parasal yardımdır. Nafaka borcu aile hukukundan doğan kişisel bir
borçtur. Bu sebeple nafaka alacağı devredilemez ve mirasçılara geçmez.
Hukukumuzda
tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve yardım nafakası olmak
üzere 4 çeşit nafaka bulunmaktadır.
1.
Tedbir Nafakası
Tedbir nafakası, Medeni Kanun’un
169.maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre hakim, boşanma ya da ayrılık davası
açılması durumunda davanın devamı süresince gerekli olan eşlerin bakım ve
geçimleri ile çocukların bakım ve korunması için gerekli önlemleri re’sen
almakla yükümlüdür. Bu hüküm gereğince hakim tedbir nafakasına talep
aranmaksızın kendiliğinden hükmedebilir. Buna ilişkin olarak Yargıtay 2. Hukuk
Dairesi’nin 2016/15106 Esas ve 2017/467 Karar sayılı dosyasından 16.01.2017
tarihinde verilen kararda; “Boşanma veya
ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan,
özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların
bakım ve korunmasına dair geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak
zorundadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava
tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın ve yanında bulunan ortak çocuk
yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekir.” hükmü ile
hakimin geçici önlemleri talep aranmaksızın re’sen alması gerektiğine işaret
edilmiştir.
Tedbir nafakası eşlerin yükümlülüklerinin
boşanma davası süresince devam etmesi sebebiyle hükmedilen bir nafakadır. Bu
sebeple tedbir nafakasına hükmedilirken davayı kimin açtığına ya da kusur
oranlarına bakılmaz, yalnızca tarafların maddi durumu dikkate alınır. Yine
kanun koyucu eşler arasında tedbir nafakası bakımından eşitlik gözeterek
cinsiyete göre bir ayrım yapmamıştır.
Tedbir nafakası, boşanma ve ayrılık davasının
açılış tarihi ile başlar, davanın kesinleşme tarihi ile sona erer. Dava boşanma
ile sonuçlanmış ise tedbir nafakası isim değiştirerek türüne göre eş yönünden
yoksulluk, çocuklar yönünden iştirak nafakası olarak devam eder.
Tedbir nafakası ara karar ile verilen bir
nafaka türüdür. Bu sebeple ilamsız icra takibi yoluyla icraya konulabilir.
2.
Yoksulluk Nafakası
Yoksulluk nafakası, boşanma sonucunda
yoksulluğa düşen eşe diğer eşin ödediği nafakadır ve Medeni Kanun’un 175 ve
devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre boşanma yüzünden yoksulluğa
düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan
mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
Yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için tedbir
nafakasından farklı olarak tarafların talebi aranır. Mahkeme talep olmaksızın
kendiliğinden yoksulluk nafakasına hükmedemez.
Yoksulluk nafakası bakımından cinsiyete göre
bir ayırım yapılmaksızın tarafların ekonomik durumu ve kusur oranları dikkate
alınır. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka yükümlüsünün kusurlu
olması aranmaz, ancak lehine nafakaya hükmedilecek tarafın diğer eşten daha
ağır kusurlu olmaması gerekmektedir.
Yoksulluk nafakası boşanma hükmünün
kesinleşme tarihinden itibaren geçerli olacaktır. Boşanmaya karar verildikten
sonra da boşanmanın kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıl içinde ayrı bir dava
ile yoksulluk nafakasının talep edilmesi mümkündür. Bu şekilde ayrı bir dava ile talep edilen
yoksulluk nafakası talep miktarına göre nispi harca tabidir.
Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında,
nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
3.
İştirak Nafakası
İştirak nafakası boşanma ya da ayrılık kararı
verilmiş eşlerden, çocuğun velayeti kendisine verilmemiş olan eşin, çocuğun
bakım ve eğitim masraflarına katılmak üzere ödediği nafakadır. İştirak nafakası
Medeni Kanun’un 182.maddesinin 2.fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre velayetin
kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin
düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları
esas tutulur. Velayet kendisinde olmayan eş, çocuğun bakım ve eğitim
giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
Hakim taleple bağlı olmaksızın kendiliğinden velayeti
kendisine bırakılmamış olan tarafın çocuğun geçimine ve öğrenim masraflarına ne
şekilde iştirak edeceği ve bu tarafın çocukla hangi sürelerde şahsi ilişki kuracağını
belirler.
Velayetin değiştirilmesiyle iştirak nafakası
da yasa gereği kendiliğinden kalkar. Bu konuda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin
2016/11609 Esas ve 2017/4900 Karar sayılı dosyasından 06.04.2017 tarihinde verdiği
kararda; “…iştirak nafakasının
kaldırılması hususunda velayetin değiştirilmesiyle nafaka yasa gereği kalkmış
olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, velayetin fiilen el
değiştirilmesinden sonra fazladan ödenmiş olduğu tespit edilen ……. TL nin
davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine…” hükmü ile velayetin
değiştirilmesiyle iştirak nafakasının da kendiliğinden kalkmış olacağı
belirtilmiştir. Böylelikle hakimin ayrıca iştirak nafakasının kaldırılması
hususunda bir karar vermesine gerek yoktur. Ancak yine de bu hususun tespiti
için dava açma yoluna gitmek gerekmektedir.
İştirak nafakası boşanmaya ilişkin hükmün
kesinleşmesi ile başlar ve kural olarak çocuk ergin oluncaya kadar devam eder.
4.
Yardım Nafakası
Yardım nafakası, bir kimsenin, yardım etmezse
yoksulluğa düşecek olan usul (baba, anne vs. üstsoyu), füruu (çocuk, torun vs.
altsoyu) veya kardeşlerine ödediği parasal yardımdır. Yardım nafakası Medeni
Kanun’un 364 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre herkes, yardım
etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine
nafaka vermekle yükümlüdür. Ancak kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah
içinde bulunmalarına bağlanmıştır.
Yardım nafakası talep edebilecek olanlar
Medeni Kanun’da altsoy, üstsoy, kardeşler ve nafaka alacaklısına bakmakta olan
resmi veya kamuya yararlı kurumlar olarak belirtilmiştir.
Medeni Kanun’un 365/1 fıkrasına göre yardım nafakası
talebi için açılan davada mirasçılıktaki sıra gözetilecektir. Buna göre
öncelikle altsoya, altsoyun bulunmaması ya da yeterince veya hiç nafaka
alınamaması durumunda üstsoya, üstsoyun da bulunmaması durumunda kardeşlere
başvurulacaktır.
Yardım nafakasında görevli mahkeme Aile
Mahkemeleri’dir. Yetkili mahkeme ise taraflardan birinin yerleşim yeri
mahkemesidir.